Osmanlı devrinde Afyonkarahisar (Karahisar-ı Sahip), Bursa iline bağlı bir sancak iken şehir merkezi, Karahisar kalesi etrafına yani kale ile Hıdırlık arasına toplanmıştır. Aynı zamanda şehir doğuya doğru gelişmektedir.
Şimdiki Kadınana İlkokulunun bulunduğu semt şehrin büyük mezarlığı idi. Bu mezarlığın ortasında patika yol bulunmaktadır. Halkın çoğu, işyerine veya evlerine giderken çoğu kez bu iki mezar arasındaki yoldan geçerlerdi. İki mezar arasında zaman zaman hadise olduğu için, ikindiden sonra bu yoldan geçen pek olmazdı.
O zamanlar Afyonkarahisar'da her mahallenin güvenliğini sağlayan efeler de bulunurdu. Semt halkının ırz ve namusunu korumak amacıyla, bellerinde silahlık, koltuk atlarında "yatıgan" ya da "kulaklı" adı verilen boyu uzun bıçaklar taşırlardı.
İki efe kavgaya tutuştuklarında birbirlerine karşı bıçağın sırtını vurmak suretiyle kendilerini savunurlardı. Kesinlikle bıçağı saplayarak karşısındakini yaralayıp öldürmezlerdi.
Afyonkarahisar defterdarlığından emekli 80 yaşında olan Hacı Mustafa Sağdıç, iki mezar arasında Kazım adlı efenin öldürülmesiyle ilgili olarak şunları söylüyor:
"Babam ve yaşlılardan edindiğim bilgiye göre; tahminen 1918 yılında bahsi geçen mezar arasında her nedense Kazım efe ile arkadaşı olan diğer efenin arası açılır ve iki mezar arasında karşılaşırlar, kavgaya tutuşurlar.
Türkünün sözlerinde adı geçen kaytan bıyıklı Kazım efe, Afyonkarahisar'da mertliği ve gözükaralığı ile tanınan ve sevilen bir kimsedir. Diğer efe ile kavgaya tutuştuğunda, Kazım efe yediği bıçak darbelerinin etkisi ile (diğer efe yatıganının sırtını değil yüzünü vurmuş Kazım efeye) gücünü kaybeder ve aldığı yaraların etkisiyle oraya yıkılır ve bir müddet sonra da ölür"
Bu olay üzerine Kazım efeye yakılan bu ağıt, aradan yıllar yılı geçmesine rağmen Afyonkarahisar'da halen "Kazım Türküsü" olarak çığırılmaktadır.