Acı haber geldi duyuldu bize
Küçükkavak hadisesin anlatam size
Bir figan düştü de dağlara düze
Duyun kan ağlıyor şu Küçükkavak
Küçükkavak kazamıza aralı
Dört tane ölü var beşi yaralı
Yetişin imdada kaymakam vali
Duyun kan ağlıyor şu Küçükkavak
Şükrü öldü de Ramazan canlı
Bozuldu bu köyün kalmadı tadı
Dul kalmış gelinler yapar ağıdı
Duyun kan ağlıyor şu Küçük Kavak
Kafadan yaralı çırpınır Duran
Soruyom bilen yok kim imiş vuran
Yeminler veriyom söylemez gören
Duyun kan ağlıyor şu Küçükkavak
Ümit kurşun yemiş ince belinden
Bilmem nasıl kurtulmuştur ölümden
Ayakta yaralı Neşet elinden
Duyun kan ağlıyor şu Küçükkavak
Bir evde üç ölü biri yaralı
Bilmeyenler sorar bunlar nereli
Kime ne deyim ki bizim oralı
Duyun kan ağlıyor şu Küçükkavak
Kimi göç eylemiş gider kazaya
Suçlu suçsuz uğramışlar cezaya
Canlar mı dayanır kara yazıya
Duyun kan ağlıyor şu Küçükkavak
Pazara döküldü davarlar mallar
Duyanlar sözümden bir ibret anlar
Nasıl can verdi de o nazik tenler
Duyun kan ağlıyor şu Küçük Kavak
Akşam üstü tabancalar patlıyor
Kurşun yiyen pamuk gibi hotluyor
Jandarmalar gelmiş kapçık topluyor
Duyun kan ağlıyor şu Küçük Kavak
Çok uzatmaz Ahmet sözünü bağlar
Duymuş da analar bacılar ağlar
Kader ilahi de bir yazı yazar
Duyun kan ağlıyor şu Küçükkavak